Yeni bir yazı ile merhaba. 🙂 Bu yazımda kırık cam teorisinden, bu teori ile ilgili yapılan bir deneyden ve iş hayatındaki yerinden bahsetmek istedim. Bu teoriyi daha önce duymamış olan için bu yazıyı okuduktan sonra bir farkındalık oluşacağını düşünüyorum.

´Kırık Cam Teorisi´ ABD´li suç psikoloğu olan Philip Zimbardo´nun 1969´da yaptığı bir deneyden ilham alarak geliştirilmiştir. Zimbardo, suç ve suç eğilimleri üzerine çalışmalar yapmaktadır.
Zimbardo, bazı çevre koşulların değişmesiyle sıradan insanlarda oluşan davranış değişikliklerini araştırmıştır. Bu araştırmalarda, özellikle çevre – suç ilişkisini incelmiş, içinde bulunulan ortamın insanları nasıl suça teşvik edebileceğini deneyler ile ispatlamıştır.
Kırık Cam Teorisi’ ni ispatlayan en iyi deneylerden birini paylaşmak istiyorum.
Zimbardo, suç oranının yüksek olduğu, yoksul Bronx ve daha yüksek yaşam standardına sahip Palo Alto bölgelerine birer 1959 model Oldsmobile bıraktı. Araçların plakası yoktu, kaputları aralıktı. Ve olup bitenleri gizli kamerayla izledi. Bronx´taki otomobil üç gün içinde baştan aşağıya yağmalandı. Diğerine ise bir hafta boyunca kimse dokunmadı. Ardından Zimbardo ile iki öğrencisi ´sağ kalan´ otomobilin yanına gidip çekiçle kelebek camını kırdı. Daha ilk darbe indirilmişti ki çevredeki insanlar (zengin beyazlar) da olaya dahil oldu. Birkaç dakika sonra o otomobil de kullanılmaz hale gelmişti.
“Demek ki ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz.”
Zimbardo
Bu deney, New York´un efsanevi Belediye Başkanı Rudolph Giuliani´nin, şehrin yaşam kalitesini arttırmak ve suçlulardan temizlemek için ilham aldığı bir çalışma olmuştur. Bu araştırmanın da kullanılmasıyla New York, daha güvenli bir şehir haline gelmiş, adeta suçtan arınıp büyük bir transformasyon yaşamıştır.
Yıllar sonra Giuliani´ye bunu nasıl başardığını sorduklarında ise şöyle diyordu: “Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından sadece biri kırık olsa bile, o camı hemen tamir ettirmezseniz, yoldan geçen herkes bir taş atıp binanın tüm camlarını kırmaya başlar. Ben, ´ilk´ cam kırıldığında hemen tamir ettirdim. Bir elektrik direğinin dibine ya da binanın önüne biri, çöp bıraksın mesela. O çöpü hemen kaldırmazsanız herkes çöpünü oraya bırakır ve kıza zamanda çöplük haline dönüşür bu bölge. İlk çöp torbasını hemen kaldırttım…”
Bu çalışmaları toparlayacak olursak özet olarak şunu söyleyebiliriz. Teorinin dikkat çektiği en önemli nokta meydana gelen bir olaya zamanında müdahale edilmez ise, bir anlamda “göz yumulursa”, o olay bir süre içinde bir domino taşı etkisi veya kelebek etkisi yaratarak tetikleyici olaylar zincirine yol açacak ve zamanında önlem alınmadığı için de bazı şeyler için artık çok geç olacaktır.

Hem günlük hayatımızda hem de iş hayatında yapacağımız küçük değişiklikler ile büyük gelişmeler elde edebiliriz. Bir işletme her zaman küçük aksilikleri daha fazla büyümeden fark etmek ve biran önce düzeltmek zorundadır. Aynı katı kural politikaları işletme çalışanları için de uygulamak gerekir. Çünkü bir örgütte kararların verilmesi ve uygulanmasında yöneticiler tarafından çalışanlara gösterilen küçük bir tolerans uzun vadede örgütlerde bu kararların uygulanmasına daha büyük zararlar vermeye başlar. Bir kırık cama (çalışana) zamanında müdahale edilmediği zaman örgütlerdeki diğer camları da tehlikeye düşürerek diğer camların da birer birer kırılıp dökülmesine yol açabilir. Bu olayı çürük sebze veya meyvelerin sağlam olanlara zarar vermemesi için ayıklanmasına benzetebiliriz.
Bu teoriyi duyup araştırdığımda yaptığım veya yapmadığım bazı şeylerin aslında buna dayandığını farketmiştim. Hayatımızda hiç kırık cam olmaması dileğiyle… Sağlıcakla kalın.
KAYNAKLAR
(Pembe CANDANER – 29.03.09 – İşte İnsan)
Kırık Camlar Teorisinin İşletmelere Uyarlanması: Ölçek Geliştirme Çalışması